"Elinizdeki kıymetli eser, Osmanlı Devleti'nin yıkılma sürecinde Şeyhu’l İslâm olan, ilmî çalışmalarının yanı sıra Batılılaşmanın yoğun olduğu, ulemânın etkisinin azaldığı ve nihayetinde İslâm’ı devletten ayırarak Türkiye’nin laik bir düzene geçtiği dönemde mücadelesini bütün imkanlarıyla sürdüren, kendisinden sonra gelen nesillere güzel bir örneklik bırakmış olan Şeyhu’l İslâm Mustafa Sabri Efendi'ye aittir.

Kendisi vatanından ayrılıp Mısır’a gittiğinde, en azından el-Ezher gibi köklü bir kuruma ev sahipliği yapan Mısır’daki ilmî havzanın mensuplarının daha şuurlu olmasını beklerken, aksine boğazına kadar akide ve fikirde sapmış, siyasi bakışta Batıcılaşmış bir ortamla karşılaştı.

Orada geçirdiği yıllar boyunca birçok kitap yazan Şeyhu’l İslâm, modernistlere yönelik eleştirileri ve hilâfeti müdafaa ettiği yazılarıyla önemli bir külliyat bıraktı. Yazdığı kitapların en önemlisi ve en hacimlisi ise elinizdeki ikinci cildi bulunan Mevkıfu’l Akl isimli meşhur eseridir.

Müellif merhum, eserini dört bölüme ayırmış ve şöyle demiştir:

Allah’ın varlığını ispat meselesi... Hem de pozitif ilimlerden daha alt derecede olmayacak hatta bunları aşacak kıymet ve kuvvette ilmi olarak ispat etmek.
Vahdet-i vücud meselesi ve bu anlayışın doğduğu kaynak.
Mucizenin mümkün olması meselesi. Bununla birlikte nübüvvetin ispatı, içinde yaşanacak ba's, haşr, mükâfat ve azap hususlarıyla birlikte ahiret hayatının ölümden sonra dirilmenin ispatı.
Dini devlet işlerinden ayırmayı, İslâm kabul eder mi, ümmetin maslahatı bu ayırımı gerektirir mi yoksa men mi eder meselesi."