Milliyetçilik Aynasında Dil ve Edebiyat / Sâtı el-Husrî (Ebû Haldûn)
182.00TL
280.00TL
Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki siyasi hareketlilik Osmanlı aydınları üzerinde de köklü değişimler yarattı. Osmanlı aleyhine işleyen siyasi süreç Arap aydınlara da bazı fikrî savrulmalar yaşattı. 1919 yılına kadar yazı ve düşünce hayatını Osmanlıcılık ekseninde sürdüren Sâtı Bey de bu önemli aydınlardan biridir. Savaş sonrasında aldığı kararlar neticesinde hayatında, ömrünü Arap...
Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki siyasi hareketlilik Osmanlı aydınları
üzerinde de köklü değişimler yarattı. Osmanlı aleyhine işleyen siyasi
süreç Arap aydınlara da bazı fikrî savrulmalar yaşattı. 1919 yılına
kadar yazı ve düşünce hayatını Osmanlıcılık ekseninde sürdüren Sâtı Bey
de bu önemli aydınlardan biridir. Savaş sonrasında aldığı kararlar
neticesinde hayatında, ömrünü Arap dünyasının çeşitli bölgelerinde
sürdüreceği yeni bir sayfa açmış ve "Sâtı Bey"den "Sâtı el-Husrî"ye
dönüşümünü açıkça belirginleştiren Arapçılık fikriyatının en önemli
savunucularından olmuştur. Hilmi Ziya Ülken’in "Meşrutiyet’ten sonra
Maarif’te eğitim sisteminde ilk modern hareketi uyandırdı" diye
tanımladığı Sâtı el-Husrî, vefatına dek sürecek olan yaşamının bu ikinci
devresinde Arap ülkelerindeki faaliyetleriyle öne çıkmış bir fikir ve
eylem adamıdır. Osmanlı ülkesinde çok sayıda dergi ve gazetede kaleme
aldığı yazılarda ve konferanslarında eğitim ve çalışma azmi gibi
konulara önem atfetmiş ve bu meseleleri Avrupa’dayken edindiği
izlenimler muvacehesinde incelemiştir. Bu süreçte başta Ziya Gökalp
olmak üzere ilim adamlarıyla girdiği tartışmalar fikir tarihimizin
unutulmaz örneklerindendir. Tarihçi William L. Cleveland, "Arap
milliyetçiliğinin filozofu" olarak tanınan Sâtı el-Husrî’nin
Osmanlıcılıktan Arap milliyetçiliğine kayan portresini incelediği
kitabında onun 1919’a kadar ana dili olan Arapçayı yazılarında hiç
kullanmadığını belirtir. Bu tarihten sonraki faaliyetlerinin merkezinde
ise Arap dili ve kültürü olmuştur. Yazarın Milliyetçilik Aynasında Dil
ve Edebiyat başlığıyla tercüme ettiğimiz bu eseri çeşitli tarihlerde
yazdığı yazıların yine yazarın tercihiyle bir konu bütünlüğü dahilinde
kitaplaştırılmış şeklidir. Okur, Arap dil ve edebiyatına dair görüşlerin
çeşitli açılardan ele alındığı eserde bugün hâlâ farklı düzeylerde de
olsa canlılığını koruyan meseleleri bir Osmanlı-Arap aydınının bakış
açısından görme fırsatı yakalayacak ve dönemin dil, kültür ve edebiyat
tartışmalarına tanıklık edecektir