Hakkımızda
Kökler Kitap her şeyden önce menfiye karşı müsbetin yanında olmayı şiar bilir.
Zamanın gerektirdiği menfi husûsiyetlere gücü nisbetinde iyi doğru ve güzel istikametinde yön vermeye çalışır.
Şartlar muvacehesinde önde olmayı benimsemek kadar, ortada ve en geride olmayı da bilmek ve kabullenmek ahlâkını deruhte eder.
Daima iç’i gözetleyici, iç’teki keyfiyet (kalite) nisbetinde dışa açılıcı bir misyon takib eder.
Bu Sefine’de tayfa olmak isteyenlerin hâli şu olmalı; Allah dostlarının ahlâkına bürünme çabası içinde olup, dünyayı tasarruf etmek.
Hizmet istikametinde oluşması gereken ahlâk: Hasmın sırtını değil, nefsin sırtını yere getirmek hikmetine mâtuf olup, bu istikameti muhafaza edemeyenlerin barınması mümkün olmayan bir yapı olmayı hak etmek.
“Hiç kimse, bulunduğu bir topluluk içinde mesud olamaz ve onların efendisi sayılamaz. Tâ ki, onları kendisinden üstün görüp, her hâl-ü kârda özüne tercih edinceye kadar.
Her hâlde onları nefsine tercih edecek ve kendisi için onların hiçbir tercihini kabul etmeyecek” hikmetine ulaşma gayreti içinde olmak.
“Ahmaklığın bir alâmeti de odur ki, herhangi bir şeyin elinden alınmama durumunu emniyet altına almadan o şeyle böbürlenmesin… Veya, bir şeye mübtelâ olan kimseyi; aynı şeyin, senin başına gelmesi muhâl olmadığı hâlde, onu ayıplamasın” hakikatine nisbet içinde olmak.
“Her kimin ki cürmü kendisini kibre kaptırır; onlara Allah katında düşüklük ve horluk vardır… Allah’ın azabı da şiddetlidir.” (6/124) âyet-i celîlesi hükmünce amel etmeye gayret etmek.
“Her kim dilerse ki; Âlem önünde boyun eğsin, talebi ancak Allah Celle Celâlühü olmalıdır… İnsan, eğer insanlığını bulursa, Hakk’ın naibidir” istikametini muhafaza etmek.
DAİRE SIRRI SONSUZLUK UFKU… Dairenin ‘Nokta’ olduğu hakikatini hatırlayarak ve her ilmin tecrid edilişinin Nokta’da karar kıldığını idrak ederek, Hazret-i Ali Keremallahu Veche’nin, “İlim bir nokta idi, cahiller onu çoğalttı” hikmetine geri dönmek; daire sırrına yönelmek… Nokta dairedir, daire nokta hikmetine ulaşmak.
SONSUZLUK UFKU… Kökler Derneği, insan tâkatinin ulaşacağı ufukları gözlemek, bunu insanı merkeze koymak sûretiyle şuurlaştırmak gayesi gütmek ve bu istikameti takib etmek.
Ve; Kökler’in asıl hedefini gösterici şu mânâya nüfûz etmek ki, Ehlullah (İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri) hitabıdır. İdrak etme çabası içinde okunmalı:
“Aslı budur ki, Osmanlı hükümdarlarının atası Osman Gâzi, mülk ve devleti, Kur’an ve İRFAN ehline tâzim ile bulmuştur.
Kendisini mezun eden Alâuddin Selçûkî tarikat erbabından idi. Devletin yularını Mevlânâ Celâleddin’in eline teslim edip, “Devlet benim değil senindir” demiştir.
Bu sebebden ona Molla Hünkâr derler. Hacı Bektaş-ı Velî’ye yakın olup duasını almıştır.
Meşayihin (Şeyhlerin) büyüklerinden Edebali onu (Osman Gâzî’yi) damat edinmiş ve Sultan Orhan ondan doğmuştur. Özellikle de dünya meşayihinin şeyhi Hatmü’l Evliya’nın oğlu Sadreddin o vakitte Konya’da idi.
Bu büyüklerin cümlesinin Osmanlı devletine nazarları olup yeniçeri, sipahi, topçu ve cebeci, DEVLETİN DÖRT ERKÂNI olmak üzere tertib olunmuş ve YEDİ ADET KUBBE VEZİRLERİ mehdinin vezirleri olan ASHAB-I KEHF KARŞILIĞINDA dikilmişti.
Bunun üzerinde hiçbir Osmanlı mertebesi yoktur ki, İlâhî Küllî İsimler’den bir büyük isme dayanmasın ve bir iş yoktur ki, BİR KUTBA AİT YÜCE BİR İŞARET üzerine sûret bulmasın.
Tefekkür eyle ki, bir gün Şeyh Ebu Yezid Kuddise Sırruhu’nun odasında bir münkirin asası veya ayakkabısı kalmıştı. Ebû Yezid o gün ibadetinin tatlılığını bulamadı. Çünkü münkire ait eşyanın zulmeti (karanlığı) sirayet eder olmuştu. Bu sebebdendir ki, meliklerin ve vekillerin tarikat ehli olması gerekir. Şeyhulislâm olanlar ve onların sancağı altında bulunan ulema da böyledir.”
Bu hikmetli zamanların inkırazından sonradır ki, her şey altüst olmuş. Bu dönem için de Hazret şöyle diyor:
Takva binası yıkılıp tam bir harabe olmuştur.
Dünyanın her çatısında bir türlü baykuş ötmüş, ZÂHİR ve BÂTIN’ın işi tamam olup bitmiştir.
Bundan dolayı mûtedil bir niyet ve muhkem bir dayanak gerekir ki, zâhirî şeriatın âdabı ile kâim ve bâtını Hakk’ın huzurunda daim olsun.
Tâ ki mülk âlemindekiler onun zâhiriyle kıvam ve melekût âlemindekiler bâtını ile sağlamlık bulup… SÛRET VE MÂNÂ KARIŞIKLIKTAN KURTULSUN.”
Bu arzu ve hedefler istikametinde niyetlerini muhafaza edenler için Kökler Derneği’nin kapısı sonuna açıktır… Her fâni, niyeti istikametinde yargılanacaktır. Allah Celle Celalühü iyi niyetlerimizi kayırsın duası ile Allah’a emanet olun.