Aydınlık Savaşçıları | Moro Destanı / Salih Mirzabeyoğlu
89.50TL
128.00TL
Gaye insan-Ufuk Peygamber'den sonra, nesil nesil, devletten devlete (devlet isimleri değişse bile) aslından tek harf noksansız olarak gelen İslâm, Osmanlı'nın elinde en geniş coğrafya üzerinde, insanlara insanca yaşamanın somut örneğini verdikten sonra, yine aynı Osmanlı'nın aşk ve vecdini kaybetmeye başlamasıyla birlikte daha geniş alanlardaki insanlara, "insanca yaşamanın" onurunu tattıramadı (durakladı)....
Gaye insan-Ufuk Peygamber'den sonra, nesil nesil, devletten devlete (devlet isimleri değişse bile) aslından tek harf noksansız olarak gelen İslâm, Osmanlı'nın elinde en geniş coğrafya üzerinde, insanlara insanca yaşamanın somut örneğini verdikten sonra, yine aynı Osmanlı'nın aşk ve vecdini kaybetmeye başlamasıyla birlikte daha geniş alanlardaki insanlara, "insanca yaşamanın" onurunu tattıramadı (durakladı). Ve Osmanlı'da ipler kaba softa ham yobazın eline geçince, olması gerekenle olan arasındaki çelişki başgösterdi. Aşksız, vecdsiz, anlayışsız, ruhsuz, nasipsiz, özden uzak uygulama süreci doğal olarak "gerileme" sürecini beraberinde getirdi. Osmanlı'nın malum sonuyla da, "Eskimez Yeni" devlet pratiğinden çekildi.
Osmanlı'dan geriye kalan topraklarsa emperyalistler tarafından yağma ve talan edilirken, öz devletlerini yitiren "Mutlak Fikir" bağlıları, lokma lokma bölünen öz vatanları üzerine kurulan emperyalist güdümlü zalim devletçiklerin yönetiminde paryalaştılar.
Yakın geçmişe kadar bu hale ağıtlar yakılıyor, gözyaşları dökülüyordu, "Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik" gibi yaklaşımlarla mazinin büyüklüğü ile avunulmaya çalışılıyordu.
Şimdilerdeyse, "Mutlak Fikir" bağlıları, yitirdiklerini devrimci bir atılımla kurşun menzilinde aramaktalar, yeniden kurmaya karar verdikleri devletlerinin temel harcını mübarek kanlarıyla yoğurmaktalar.
"Işte Moro..." Dünyanın öbür ucunda bir ülke... Ve Marcos... Moro'lu "Mutlak Fikir" bağlılarına zulmeden bir Amerikan kuyrukçusu eli kanlı diktatör... Ve Moro'lu Akıncı, emperyalizme ve onun yerli uşağı Marcos'a karşı inancının ve insanının kavgasını yılmadan sürdüren...
"Moro Destanı", Moro'lunun soylu başkaldırısından yola çıkarak tüm "Mutlak Fikir" bağlılarının yitirdikleri devletlerini "kan pahası", "can pahası" yeniden kurma kavgalarının destanı. Türkiye edebiyatının "Mutlak Fikir" cephesinde bir indifa!.. Sesi ve tesiri Edirne'den Kars'a kadar yayılan...
"Moro Destanı" Yenidevir Gazetesinde yayınlanan ilk bölümüyle kartpostal olmuş, poster olmuş, marş olmuş, dilden dile ülkeden ülkeye ezbere aktarılır hale gelmiş, kıvılcım bekleyen ruhları yangın yerine çevirmiş bir güçlü eser...
"Moro Destanı" edebiyetın silah olarak kullanımının "nasıl"ına mükemmel bir cevap...
Türkiye akıncılarının "Mutlak Fikri" yaşanana gerçek kılma kavgalarına yeni bir hız kazandıran eserin sahibi S. Mirzabeyoğlu'nu, esere desenleri ile katkıda bulunan Yalçın Turgut'u ve daha fazla gecikmesine engel olarak bizlere ulaştıran GÖY'ü gönülden kutlarım.